top of page

Zihnin Dalgalarında Sörf Yapmak



Tamam, kabul ediyorum. Pek de normal olmayan bir başlık. Bu sefer yazmak istediğim konu günlük hayatta karşılaştığımız şeyler değil. Fakat yine de keyifli bir yolculuk sizi bekliyor.

Temel ve daimi barınma yerimiz olan bedenimizin kendisi başlı başına bir mucizedir. Bununla birlikte, Bedenimizin en mucize kısmı olan parçamız tartışmasız beynimizdir. Her zaman bu esrarengiz yapıya büyük bir şaşkınlık ve hayranlıkla ilgi duymuşumdur.

İşin asıl mucizevi tarafı , ilk nefesimizden önce bile bizim için kendini hazırlayan ve son nefese kadar hiç durmadan gece gündüz işleyen bir mekanizma olmasıdır. Beyin ile alakalı konuşulacak pek çok konu başlığı olsa da , bugün asıl bahsetmek istediğim biraz daha farkındalığa dayalı ve pragmatik değer taşıyan “ dalgalar “ konusu.

Hadi gelin önce ‘bu dalgalar nedir?’ ile başlayalım.

Deniz dalgalarına sadece grafiksel olarak benzeyen beyin dalgalarının, aslında hiçte tahmin etmediğimiz karmaşık bir çalışma mekanizması mevcut.

Bildiğiniz gibi beyin doğası gereği elektro-kimyasal çalışma prensibindedir. Sinir hücrelerinin çalışması ile birlikte ortaya elektromanyetik bir alan çıkar ve bu alanı EEG ( elektroensefalogram) yani beyin akım çizelgesi bizim için görünür kılar. Bu bağlamda elektormanyetik alan içerisinde bir frekansın varlığından bahsedebiliriz.

Bu frekansların içeriği , şiddeti ve yapısı duruma göre değişkenlik gösterebildiği gibi , bu frekansların üzerinde kontrol yetkimizin ve etkimizin olması sevindiricidir. Araştırmalar, insanlarda derin uykuda rastlanan düşük beyin aktivite seviyesinin “ Delta dalgaları “ , derin uyku ve uyanıklık arasındaki evrenin “ Teta dalgaları “ , yaratıcı evrede “ Alfa dalgaları “ , bilinçli düşünce esnasında görülen daha yüksek frekanslara “ Beta dalgaları “ ve kayıt altına alınmış en yüksek bilinç seviyelerinde mevcut olan frekanslara da “ Gamma Dalgaları “ denmektedir.

Her biri kendi içinde bir devir sayısı ile ifade edilmekle birlikte yine her birinin yoğun yaşandığı dönemler vardır. Bunları şu şekilde basite indirgeyebiliriz ;

  • Delta dalgaları = 5 -5 devir( saniyede) / Doğumdan 2. yaşa kadar beyin en düşük dalga seviyesinde iken

  • Teta dalgaları = 4 – 8 devir / 2’den genellikle 5 yaşına kadar geçen sürede

  • Alfa dalgaları = 8 – 13 devir / 5 ile 8 yaşları arasında gerçekleşen

  • Beta dalgaları = 13 devrin üstü / 8 ile 12 yaşlarında beyin aktivitesi frekanslarının yükselmesi ile ortaya çıkar

  • Gamma dalgaları = Belgelenmiş en yüksek dalga frekanslarıdır / 40 – 100 hertz aralığında gerçekleşir

Dr. Joe Dispenza ‘nın kıymetli eseri olan “ Kendiniz Olma Alışkanlığını Kırma “ kitabında konuyla ilgili güzel örnekler vererek oldukça basitleştirmiştir.

Konunun kendisi kitap olma değeri taşıdığından çok derinlere inmeden her biri nezdinde anlam oluşturabilmeniz adına birer cümle ile tanımlayacak olursak;

Delta evresinde iken : Dış dünyadan gelen bilgiler beyinde eleştirel düşünce veya önyargı olmadan girer.

Teta evresinde iken : Bu evrede işlev gösteren çocuklar trans halinde gibidir ve öncelikli olarak içsel dünyalarına bağlıdır.

Alfa evresinde iken : Analitik zihnin geliştiği , dış çevreye bağlı yorumlamaların ve çıkarımların yapıldığı evre.

Beta evresinde iken : Bilinçli – analitik düşünceyi temsil eden ve üçe ayrılan evre.

Gamma evresinde iken : Yoğun minnet , mutluluk , merhamet gibi duyguların düzenli ve tutarlı yaşandığı evre.

Lakin, bizim yaşamımızın en yoğun geçtiği evre Beta dalgalarıdır. Bu yazıyı yazma amacım da tam olarak bu noktada bir farkındalık yaratmak ve günlük hayatlarımızda bir nebze de olsa ipleri elimize almak.

Peki bu ipleri nasıl elimize alırız?

Hadi gelin bir de yakından bakalım…

Bilinçli uyanık zamanlarımızın çoğunun geçtiği Beta dalgaları ;

  1. Düşük Aralıklı Beta

  2. Orta Aralıklı Beta

  3. Yüksek Aralıklı Beta

Fazla gayret sergilemeden mevcut olan dikkat düzeyi – “ Düşük Aralıklı Beta “ dır.

Bilginiz dahilinde olan bir kitap okuyorsanız eğer bu durumda Düşük Beta’dasınız.

Bir uyarıcı vesilesi ile yoğun dikkat düzeyinde “ Orta Aralıklı Beta “ dır.

Yine okuduğunuz bir kitap ile ilgili bir soru ile karşılaşırsanız dikkatiniz yoğunlaşır ve analitik düşünce başlar.

Zihnin gereğinden fazla dikkat seviyesinde olduğu “ Yüksek Aralıklı Beta “dır.

Aşırı stres yüklü olunan durumlarda beden düzen sağlayamayacağı kadar uyarılır.

Şimdi artık rahat bir nefes alıp bilgi bombardımanından bir süreliğine kendimizi kurtaralım. Bize en tanıdık gelenlerden biri “Yüksek Aralıklı Beta “ alanı değil mi ? Hem yaşadığımız zorlu hayat süreçleri hem de çevresel anlamda yaşanılan zorluklar daimi bir şekilde stres üretmemize neden oluyor. Kendimizi sağlıksız bir beyin dalgasına maruz bırakarak pekte sağlıklı olmayan olaylar döngüsünde buluyoruz .

Kendimizi ne zaman yoğun stres ve baskı altında hissedersek , bilelim ki biz şuan yoğun beta dalgalarının saldırısı altındayız.

Bu durumun farkında vardığımızda nazikçe kabul edip, ufakta olsa hem zihnimize hem de bedenimize oldukça zarar veren bu evreden farkındalıkla aramıza mesafe koyalım. Bunun için bireysel tecrübelerimden de yola çıkarak aynı zamanda faydasını gördüğüm etkili bir aktivite olan, kendimizle daha yakın ilişki geliştirebileceğimiz “ Meditasyon “ teknikleri önerebilirim. Meditasyon için, özellikle gün başlangıçlarında ve sonlarında alınan verimin arttığı söylenmektedir. Kim bilir belki bir sonraki yazının konusu olur ve hep birlikte daha derin bir yolculuğa çıkma şansını yakalarız..

Çağdaş ACIMIŞ


3 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page